11 Ocak 2015

Şu telefonla konuşurken Allah tarafından ...

Şu telefonla konuşurken Allah tarafından şahsıma bahşedilen beceri, telefonu kapattıktan sonra bi süre daha devam etse, hayatta o kadar daha muvaffak olurdum yemin ederim. O konuşma esnasında elime geçen herşeyi, nasıl oluyor da varoluşunun en mukaddes amacına uygun olarak değerlendirebiliyorum anlamıyorum. Gerek bir kağıt parçasına uyguladığım insanüstü origami, gerek kalem ile yaptığım altın oran (golden ratio) merkezli aritmetik imza çalışmaları, gerekse parmaklarımla masanın üzerindeki mikroskobik canlılara varınca yaptığım derinlemesine temizlik. Yani şu telefonun ucunda sevdiğim biri olsun, muhabbet te az derin olsun, o an elime kalem yerine amonyum nitrat ver, potasyum hidroklorürü de kenarda hazır beklet, ikisini sıvı azotla harmanlayıp süper conductor yapmazsam insan değilim. Radyasyonun bünyedeki tek olumlu etkisimidir nedir bilmem, insan duramıyor arkadaş. Normalde karşında olsa jest ve mimiklerinle konuştuğun adamla telefonda konuşunca yerinde duramıyosun. Kablolu ev telefonunun bu konuda bi bağlayıcılığı vardı en azından. Sahpanın üzerindeki elişini kıvırıp masanın tozunu falan alırdın en çok. Ciddi manada telefon insanlara bi heyecan veriyo. Acaba diyorum ilham denen şey radyasyon olabilir mi. Hayır telefon görüşmesinde bişeylerle oynamaktan üşenen hiç adam görmedim. İnsan ister istemez sağa sola dalıyo. Tabi burda hangi konu konuşulurken insandaki hangi mekanizma devreye giriyo bilmek lazım. Zira eski kız arkadaşlarımdan biri arayınca o romantik atmosferin aksine elimdeki kalemle muhteşem modeller çizebiliyorum. Belki de benim sevdiğim kadın bana ilanı aşk etse, origamiyle ilk yerli uçağımızın temellerini atabilirim. Veya babama işimin ne kadar sağlam ve de ne kadar ssklı olduğunu anlatırken quantum mekaniği ve maddenin sehpadaki izdüşümü hakkında ciddi analizler yapabilirim. Anneme ne kadar sağlıklı olduğumu anlatırken odadan odaya geçişimi kapsayan hafif tempolu yürüyüşlerle, obeziteyle mücadele eden kardeşlerim için umut ışığı olabilirim. Ama es kaza sevmediğim biri aramasın!!! Benim ıq oluyo sana 20. Nefes almaya eriniyor, yoruluyorum lan... Tamam bi Fibonacci'nin matematik dizisi gibi bir dizi yazamam belki ama iyi bi muhabbetle ortalama bi Karadeniz dizisi yazabilirim... Dur la Özgürüm arıyor muhabbet var. Nerde benim kalemim? 95 senesinde Andrew Wiles'in çözdüğü 300 küsür senedir çözülemeyen Fermat'ın son teoremi (the Fermat's last teorem) 'nin sağlamasını bi yapayım bakayım doğru çözmüş mü...