15 Aralık 2015

Miladi takvimin 2016. sene-i devriyesi ...

Miladi takvimin 2016. sene-i devriyesi münasebetiyle milattan sonra her yıl olduğu gibi bu yeni yıldan da 3 şey beklemekteyim. Üçgen masa takvimi, aynı anda üç ayı gösteren şeritli kardeşler otomotiv takvimi ve diyanetten Uzungöl manzaralı saatli maarif takvimi... Masa takvimini şirketlerdeki arkadaşlardan ve duvar takvimini esnaftan temin ettikten sonra, diyanet takvimi için bi yol camiye uğrayım dedim. Cüz-i bir ücret karşılığında takvimimi almış eve giderken, benim kafam yine saat yönünün tersine çalışmaya başlıyordu. Şimdi hacı abi, diyanetin normalde hicri takvim bastırması gerekmez mi? Müslüman camiinde hristiyan takvimi satıyolar olm. Yalnız hristiyan miladi takvimisi bastırıp içine müslüman ayet hadisi koymak ta sadece bizim gibi necip bir milletin aklına gelebilirdi. Şahsen ben diyanetin yerinde olsam, yine takvimi her yıl hicri takvim olarak bastırır, hicri yılbaşında dağıtırdım. Miladi günleri de genel kültür olsun diye arka yüze, çocuklarınıza isim kısmının altına yazardım. Çünkü diyanetsin sen! Sen sağlam duracaksın ki biz de düzene karşı koyabilelim. Miladi olan takvimi herkes basıyo zaten. Sen hicri bas, varsın satmasın. Hayır sen esnaf odası mısın? Oto galeri misin? Şen gıda mısın? Oy!! Şen gıda dedim de aklıma geldi. Bu ticaret ünvanları konusunu da bi masaya yatırmalıyız arkadaşlar. Adam mahalle bakkalı açacak, dayıyonuz bi sürü kısaltmalı ünvanı, Şen gıda oluyo sana "Şen Gıda İnş. Taah. San. Tic A.Ş"... Bi takvim bastırmış, göya Uzungöl'ün resmi var, ismiyle sloganı odanın her yerinden okunacak boyutta ayarlatmış, bi tek Uzungöl camisinin minarelerinin ucu gözüküyo, renklerinden tanıdım. Sloganı da içime su septi yalnız . "Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır". Demekki, bakkal amca bu yıl da bakkal dükkanı işletmeye devam edecek. Söz verdi ...

1 Aralık 2015

Muhterem çemaat!! Mahlukatın içinde ...

Muhterem çemaat!! Mahlukatın içinde dışında Allah yazılı logo aramaktan lütfen vazgeçin. İyice sıyırdınız arkadaş. Yok domatesi kesmiş te içinde Allah yazıyomuş. Lan olum onu okumayacan la yiyecen. Okuman için gönderilen kitap, yatak odasında çift kırmanın yanında asılıyo. Tamam iyi niyetlisin eyvallah da, acaba gerçekten mucize olan oradaki kargacık burgacık dört harf mi? Bi de Allah'ın sonsuz marifetine bu yazıyı mı isnat ediyosun? O domatesin içini açıp sen de bişeyler yazabilirsin, belki İsviçreli bilim adamları biraz uğraşsa, tohumun genleriyle oynayıp içini açmadan da yazabilir. Ama cansız tohumdan var olan bir nimet var ortada asıl bunu göremiyorsun. Aslında olağanüstü şeyler sürekli tekrarlanınca olağan geliyor insana. Daha mükkemmeliyle hergün karşılaşıp umursamayan insan, çok basit bi vakayla karşılaşınca adeta ürperiyo. Yani o domatesin hiç mi hatrı yok? Asıl mucize, aynı topraktan çıkan rengi, tadı, kokusu ve birsürü farklılığı olan binlerce bitki değil mi? Diyelim ki cenab-ı hak lafzını bir canlıya nakşettirmiş. Senin de bir şekilde görmeni sağlamış. Peki orda Allah ismini görünce neden şaşırdın? Bi müslüman olarak onu ve herşeyi Allah'ın yarattığını bilmiyo musun? Haşa başka bi ihtimal mi var da "domatesi de ben" yarattım demek için senin gibi ulvi bi kuluna ilahi bi mesaj göndersin? Bak koyunun kuzunun üzerindeki şekilleri benzetirsin anlarım da, domatesi ikiye bölünce neden içini okur bi insan? Ee ne oldu o domates şimdi? Başına iş aldın. Yesen bi türlü, saklasan bi kaç güne çürür, atsan atamazsın israf. Demekki bundan sonra ne yapıyoruz? Bitkilerden ve hayvanlardan insan gibi istifade ediyoruz. Okumak isteyene içinde bolca Allah lafzı bulabilecekleri eşsiz bir rehber gönderilmiştir...