9 Haziran 2017

Amatör bir balıkçının ...

Amatör bir balıkçının en büyük sermayesi, kancadaki yemlere iştahla dalacak açgözlü balık potansiyelidir. Medeniyetin beşiği olduğundan mıdır nedir bu Of'un balıkları yani Of'lu balıklar, aksine böyle bi gözü tok, böyle bi sakin, gayet kibarca hiç kancaya takılmadan yemleri alıp götürüyor. Ulan ipneler bu ne kibarlık?? Gar Gazinosunda Zeki Müren mi dinliyosunuz pezevenkler, çakılsanıza ulan yemlere. Eski kaşarın kilosu olmuş 20 lira, 15'e satsan vatandaş izdiham eder, size bedava veriyoruz umrunuzda değil. Ah siz mükellef olacaadınız da iftarınızda toplayacaadım ben sizi. Ama bunlar iyi günleriniz, karlar tamamen eriyip sular çekilince kuru ekmekle toplayacaam hepinizi. İstanboldan jilet gibi kancalar almışım ağzınıza layık. Dibini sıyırıp sünnetlerken kapacaam hepinizi.

8 Haziran 2017

Rüya dediğin ...

Rüya dediğin, hayaller kadar kontrollü olmamakla birlikte bi parça insanın içindekileri yansıtır. Ama gel gelelim benim bir gecede gördüğüm rüya sayısı sen de 15, ben diyim 25, aksiyon dublörü gibi ordan oraya koşturuyorum . Bi araba çarpıyo, bi dayak yiyorum, bi uçaktan atlıyorum... Yau insan kendi rüyasında başrol olur, ulan ben bütün senaryolarda adı sanı bilinmeyen, yıllar sonra taksimde flash tv ile ropörtaj yapacak yeşilçam emektarı gibiyim. Allah bilir kimin bilinçaltını oynuyorum ve de benim bilinçaltımı oynayan ne kıvanç tatlıtuğdur ha. Gerçi şuanki bilinçaltı kaosunda bazen iyi roller de gelmiyo değil. Bazı ahlaksız rüya teklifleri aldığım doğrudur. Ama en ahlaksız teklifi bu gece saat 1 gibi aldım. Eşşolueşşeğin biri şurdan bi öğrenci uzatayım diye ışınlatmış beni rüyasına para üstünü de ille benden alacak teeccüte kadar bağladı bizi anasını satıyım. Rüyamda sevdiğimi göreyim diye o kadar dua okuyorum, düğün fotoğrafçısı gibi sabaha kadar mutlu çiftleri izliyorum. Galiba ben rüya falan görmüyorum, birilerinin rüyalarını izliyorum. Cast ajansa mı yazılayım premium üyeliğe mi geçeyim anlamıyorum ki. Acaba benim bilinçaltımın demo süresi mi doldu bi üst bilince mi geçmeliyim ?

6 Haziran 2017

Büyük İstanbul otogarının ...

Büyük İstanbul otogarının projesini okul tuvaletinde tütün tiryakisi avlayan müdür muavinine mi çizdirdiniz amk, bütün ambians düz lisenin erkek tuvaletiyle birebir aynı. Bir şehrin otogarı demek, hoşgeldin demek. O pis mekanı, yeni gelmiş adama "ne bok yemeye geldin" demek için özellikle mi tuvalet soundunda dizayn ettiniz. Şurda ayda yılda bir otobüsle seyahat edeceğiz, bütün serüven insanın burnuna kokuyor şerefsizim. Bu kadar pisliğin içinde hala en masum kalan şey, paketinde ezilmiş topkek. Markette böyle lezzetlisini bulamazsın. Nerde depolandığını bilmek bile istemiyorum ama çok lezzetli. Velakin karın doyurmuyor. Ve mola anonsu... Açlıktan guruldayan karnımız bile daha anlaşılır gurulduyor. Muavin abinin birtakım nefes egzersizlerini barındıran anonstan anladığım kadarıyla otobüs mola verecek. Orta kapıyı da açıyolar ki otobüstekiler donsun da tesiste bi yere sığınsın. İki fahrenayt ısınmak için beş kutu pişmaniye alan adam gördüm ben. Lan aslında şu yol kenarı dinlenme tesisinde yemek yemek yerine birikimimi daha kârlı bi sektöre yatırabilirdim. Ulaşım ve konaklama standartları devlet yurdu bulaşıkhanesi, fiyatlar star airlayns cip lounge. Hayır biz ortadirek vatandaşlar olarak otobüsü ekseriyetle uygun olduğundan tercih ediyoruz. Fakirlikle mücadele edeceğinize fakirlerle mi mücadele ediyorsunuz anlamıyorum ki.

5 Haziran 2017

Ben şahsen uçağın ...

Ben şahsen uçağın iki kardeşin icadı olduğuna katiyen inanmıyorum. Muhtemelen küçük kardeş yapmıştır, abisi de "annemler sorarsa beraber yaptık diyeceksin yoksa ağzuna s....." diyerek projeye çöreklenmiştir. İki kardeş bi araya gelip uçak mı yapılırmış amk. Kardeşler otomotiv olur, kardeşler kundura olur, kardeşler kıraatanesi olur ama uçak olmaz aga. Öyle olsa ben abimle çoktan ışınlanmıştım. Gerçi kendileri biraz realisttir. Şimdi ben ona "gel seninle moleküllere ayrılıp zamanda yolculuk yapalım yıllar sonrasına gidelim" desem, "siktiret Ulusoy 19 saat sonrasına İstanbul'a götürüyo zahmetine değmez" der. Zira kabiliyetlerin dağılımına bakıldığı vakit değil iki kardeşe böyle cevherin verilmesi, aynı dönemde yaşayan iki yabancı insanda bile aynı teknolojik ilham hasıl olmuyor. Ancak insanların birbirlerinin fikirlerinden etkilenmesi söz konusu olmaktaysa da bu iki kardeşin birbirinden etkilenmesini pek mümkün kılmıyor. Yani ben uçağın gövdesini imal etsem abime de " hadi buna bi motor yap ta uçsun" desem " olm motor yapmaklan demir uçsa, babamın kartali uçardi" der proje yatar. Bi de coğrafik ve jeopolitik konum itibariyle topraklarımız uçuşa elverişli deği. Trabzonda rakım anasının nikahı, köy evleri bulutların üstünde, adam daha nereye çıksın. Abi gel bişey icat edelim göklere çıkalım desem, abim "ulan ben aşşa çarşıya inmeye araba bulamıyorum der" proje gene yatar. Bi de lehine kullanır, evden hangara diye çıkar halı saha maçına gider beni de "olm yengen ararsa 'abim kokpitte, uçuş emniyeti tehlikeye girmesin, diye telefonu kapattı' dersin" diye sıkı sıkı tembihler. İki erkek kardeşin uçağın icadı esnasında mutabık kalabileceği tek husus bayan hostes konusudur. Onun dışında sivil havacılığa en ufak bi katkımız olabileceğini düşünmüyorum.