Muhtelif İ.E.T.T. araçlarında ...

Muhtelif İ.E.T.T. araçlarında öbüşme demiyoruz ki. Başladın bari sonunu getir arkadaş. Seyir zevkimin içine ettin, en ballı yerinde kesip aracı terkettin. Böyle olmamalıydı. Onlarca insan akbil bastı bu kadar hakla nereye kadar gidebilirsin. Daha kız arkadaşının en mahrem seslerini yüz ifadesini falan görecektik. Onu dudağından öpüp okşaman bize yetmedi, en tatlı yerinde premiyum üyelik ister gibi ne o öyle tramvaydan inmeler falan. Gerçekten ayıp gerçekten...

Faceboku bi hafta açma ...

Faceboku bi hafta açma, normalin 2 katı mesaj, 3 katı bildirim, 5 katı arkadaşlık isteği gelir. Hatta yıllardır yazmayan eski sevgili uzunca bi mesaj yazar o arada, fotoğraflara yorumlar beğeniler yağar. Bi haftayı sktiret şurda iki saat şarjın bitsin yekûn olursun yıllardır özlenen adam. Ama sürekli aktifken öyle mi? Bazen bi açık gruba ekleyeni bile olmuyo insanın.

Sırf cam kenarından yer bulayım ...

Sırf cam kenarından yer bulayım diye boarding taym'dan 1.5 saat önce havaalanına gelip check-in yaptırıyorum, ama uçağa bindiğimde hemen her seferinde o acı tabloyla karşılaşıyorum .Yerime oturmuş nur yüzlü tatlı bir teyze... Adeta gözlerimin içine bakıyor yalvarırcasına. "Kaldırma beni burdan uşağum" dercesine. "Ulan senın canını yerım" deyip kaldırmam hiç Allah var. O teyze uçak kalkar kalmaz uyumuyormu. Dünya başıma yıkılıyo yeminle. Cam kenarından nasibini alamamış 120 yolcu mal mal birbirimize bakıyoz, ara sıra tuvalete birileri kalkıyo bi heyecan oluyo geçiş töreni yabıyoz gözlerimizle, hostes geçince dişlerimiz hep görünüyo falan... Sadece bununla bitmiyo tabi , bide ben check-in yaparken, 180 kişilik uçakta bulmacası çözülmüş derginin ilgili koltuğunu hemen her seferinde tutturuyorum. Ellenmiş ve bulmacası çözülmüş bu dergiyi sanırım gizli güçler mahsus önüme koyuyo. Muhtemelen bu, iç hatlar ve dış mihrakların bi oyunu... Neyse ben bokşehire geldim, karşılama gerekmez, devlet hava meydanlarında gürültü yapmanın lüzumu yok.

Arabayı istop ettirmek ...

Arabayı istop ettirmek, tekerleğin icadından buyana erkek kısmısının şüphesiz en büyük utanç kaynağı... Kimse de anlamaz halinden, ilk yaftayı baban yapıştırır sağ koltukta bi eliyle kapının üstündeki askıya tutunmuş manalı gözleriyle bakarken. Bomboş yolda arkana arabalar doluşur ve mahallenin en güzel kızı şansa o gün arka koltuğun sağ cam kenarındadır ve seni utandırmamak için boynu ağrıyıncaya kadar boş boş dışarıyı izler. İyice yerin dibine girmişken bi daha vurursun kontağa, araba vitesteyken hoop tekrar istop. Teypten o an isyan şarkıları çalar, kornalar, baban, komşu kızı ve sen. Anlat hadi onlara debriyajın balatası de, rolantisi düşük de , motor soğuk de ne fayda ...

Hemen her akşam kabus gördüğümden ...

Hemen her akşam kabus gördüğümden, herhangi bi korku efendim bir ürperme pek olmuyo. Sadece konulardan sıkıldım ve gerçekten çok gerideyiz . Henüz köy işi senaryolardan sıyrılamadık kabus konusunda, maalesef yıllardır aynı şeylere korkuyoruz. Yok mezardan bişe fırladı, yok Adapazarı'ndan bayram ziyaretine gelen Zülfiye teyzenin kızı akşam ezanıyla vampir oldu, efendime söyliim 13 Aralık'taki bizim konsere ben dahil kimse gitmedi falan nicedir böyle standart hep . Ama ben artık gerçekten müdahil oluyorum ve şu mizahi kişilik rüya aleminde de farkediliyo. Geçen yine bi kabustayım, bi türlü hortlama sahnesine geçemedik, bırak hotlamayı kimse ölmüyo, kabus soundu var ama herkes neş'e içinde kuru pastayla limonatayı götürüyo. "fırtına öncesi sessizlik, daha büyük şeyler olacak" falan diye umut ettiğim anda bu bilinçaltımdan 2 memur geldi "olm dedi , dua et üstün açık değil , ateşin de yok , Yoksa biz senin aazına sışmıştık" dedi. elimde patlamış mısırla kalakaldım öyle. Oscarlık kabus, dayıoğlu ünalın köyden getirttiği 25 kiloluk yorgan yüzünden berbat oldu. Sonra niye gelişemiyoruz? Babacım kültür müsait değil, sen o yorganı çek, nane limonu iç, yatarken duanı et sonra rüyanda dünya yansa göbek atıyosun. Neyse ben çalışmalara devam ediyorum, akşamdan kombiyi kapatıp, üzerimi açıp yatıyor, hem yeni kabuslara yelken açıyor, hem de her geçen gün hayal gücünü korkutan senaryolarla vücut sıcaklığımı yükseltip gece boyunca bedavadan ısınıyor, ay sonu kabuslarından kendimi muhafaza ediyorum.

Yalnız şu yorganın bi tarafı ...

Yalnız şu yorganın bi tarafı kazara açılmayagörsun, Allah'ım sanki kompresörle çakmak gazı basıyolar içeri, o nası bi soğuk. Bide nasıl tedirgin oluyorum sağa sola dönerken. Yatağın bir müddet boş bırakılan kısmı ve o kısmı üzerine paralel uzanan yorganın ilgili alt yüzeyi, plüton gezegeni gibi oluyo. Bundan daha ziyade, herhangi bi yana dönerken hareket fonksiyonunun soğuk hava kütlesiyle etkileşimi neticesinde oluşturduğu soğuk hava dalgasıyla sırtıma tattırdığı rüzgar, İzmir'deki hayvanat bahçesine kapatılmış bir kutup ayısına memleket hasreti çektirecek eksi bilmem kaç fahrenayt santikrastik değerlere tekabül ediyo. Yılın bu günlerini, yatağa otomatik tanımlanmış belli bi şema üzerinde hareketsizce uyumaya çalışarak geçiriyor, bütün kış boyun ağrısından geberiyorum.

Balık familyasının solungaçlı yaratılmasının sebebi ...

Balık familyasının solungaçlı yaratılmasının sebebi sudan asla çıkamasınlar diye sanırım . Cenabı Rebbül Alemin biliyodu bunların nası koktuğunu nefes aldırmadı tabiri caizse. Daha yeni ölmüş balık nasıl böyle kokar arkadaş, ömür boyu yıkandın da nası bi pislik var üstünde hala temizlenmedi. Ne yapayım altında kükürt mü yakayım arap sabunu mu süreyim evladım? dolabın anasını ağlattın yarım saatte

Carousel'in karşısına ...

Carousel'in karşısına CapaCity'i açıp minibüslere son durak ismini veren girişimciden Allahum razi olsun. Ne çektik kaç sene, "şurdan bi karsel alırmısın" dan " bi carsol uzatırmısınız" a ne telaffuzlar . Kersıldan geçermi diyen kız gördüm lan . Çoğu zaman edebimden meydan dolmuşuna bindim sırf rezil olmıım diye. Şimdi en fazla çapasiti diyoruz o kadar batmıyo kimseye. Du bi nostalji yapıım "bi karusel alırmısınız ?"

İkamet ettiğim her mahallede ...

İkamet ettiğim her mahallede, annesi 3. Kata konumlandırılmış uyku düşmanı bi ergen kız mutlaka bulunuyo. Mahalli saat 08:00 dan gece 23:00 kadar periyodik olarak binanın 5 metre önünden 3. Kata "anneaaaaaa" diye hönküren, kısa boylu, İsmail Yk'nın bile bi "hi" demediği, asla büyümeyen, intihar komandosu gibi giyinen ve ömrünü, bim koridorlarında ve apartman dış merdivenlerinde cep telefonundan arabesk rap dinleyerek tüketen bi deişik canlı. Yine bağırıyor ve yine bağırıyor . Asla zile basıp megafondan konuşmuyor ve yine bağırıyor. Telefonu elinde, her halta kontörü mesaj hakkı dakikası herşeyi var ve yine bağırıyor. Ve annesi bir "hi" bile demiyor sayın dinleyici...

20 dakkada bir taksime giden ...

20 dakkada bir taksime giden 92T miz var bizim. 40 dakikadır bekliyorum 8 tramvay geçti bizim koyun gözlü otobus ortalıkta yok. Emekli dul ve yetim ellerinde akbil gözümün içine bakıyo. Evet sayın seyirciler, askerlikle vatan hizmeti bitmiyor . Sanırım bi sigara yakmam gerekiyo zira bu otobus kesin 3. fırtta gelir ve sigarayı bana attırır. Canım da hiç çekmiyo yav, zaten bekleyen kızlar da var otobüs gelirse sevgililerine kavuşacak ipneler . Yakmıyorum lan yeni kahvaltı etmişim istemiyo canım anlamıyormusunuz! Yüzüme nefretle bakmayın yeter... Peki tamam yakıyorum "çıkırt" aha da geldi . Hadi taksime gidiyorum Sizde gelin...

Gecenin bi vaktinde acıkmak ...

Gecenin bi vaktinde acıkmak, benim gibi geç kahvaltı yapıp, öğle yemeğini 20:30 da yiyen birisi için çok ta sürpriz değil. İşte oksitorojen anfilikitlerin roksidon salınımının mideyle bağlantısı, efendime söyliim gıda eksikliğinin hasrigoz kan merkezlerinde hareketlenmesi sonucu beyin sinoplarına acıkma hissi uyandırması vs vs... bunları anlattırmayın bana bilen var bilmeyen var. Tamam şimdi olay bu, o kadar okuduk ettik eyvallah da, acıkma dediğin yersin bişeler geçer, Yerel saat 03:18 de özel istekte bulunan, gecenin bi yarısı zeytinyağlı sarma isteyen organ hangisi bi onu diyin bana. Hayır bademcik gibi bişeyse aldırcam , bu nedir arkadaş üç öğün eziyet gibi. Masraflı da pezevenk hiç canı kuru ekmek çekmez. 26 yıllık ciğerim var bi günden bi güne az solunmuş sibirya havası istemedi ne verdiysek aldı , keza kalp, a rh+ dan başka kan görmedi, zaten kan görmeye dayanamıyo O yüzden kalbin gözü kör derler. Öyle olmasa seni mi severdim şaşkaloz hadi bundan da pay çıkar kendine. İrfan aşık de neye yarar. Ama şunu bil ki sevdiğim, gidenin zulmu varsa kalanın kalası var, haline şükret dostum.

Tam uyku evresine start verecekken ...

Tam uyku evresine start verecekken gelen susuzlukla fiziki ve manevi ciddi mücadeleler veriyorum. Gerek hava koşullarının sertliği, gerekse yorgan sıcağının uyku sersemliğiyle harmanlanmış soundu, beni on metrelik buzdolabı mesafesine kalkmaktan men ediyor adeta. Uyurum geçer edasıyla her göz kapayışımda, yerel saat hesabı bir dakikadan az, mana aleminde oldukça uzun vtr'ler izliyorum. Bi çöllere düşüyorum seraplar görüyorum , uyanıyorum tekrar dalıyorum erikli reklamında oynatıp paramı vermiyolar, kalkıyorum on dakka düşünüyorum dolaptan su içsemmi derken hoop dalıyorum bi daha bu sefer denizin ortasında katmilyarlarca ton suyun içinde susuzluktan geberiyorum ve uyandığımda dayanamayıp dolaba yapışıyorum... 1 bardak su içip yatağıma döndükten sonra yani tam şuan, gerizekalı bi sivrisinek kulağımda vızıldıyo . Bu mevsimde sivri nerden çıkıyo arkadaş? serada mı üretiyolar amerika helekopterden mi döküyo, gdo lu sineklere ölümmmmmm şılakkklkk . Yeni boyadıydık duvarı yaa.

Onuncu ay doğalgazı sendromlarındayım ...

Onuncu ay doğalgazı sendromlarındayım, yaksan bi külfet yakmasan ayaklar üşüyo. Hava güneş dışarısı hafif serin ev donuyor arkadaş, pencereden içeri güneş kıyamet çikita maymunu gibi kazakla oturuyoruz 3 çift çorap pofuduk terlik. ütüydü sıcak suyla bulaşıktı bi şekilde idare ediyorsun da misafir gelmesi kötü oluyo bu dönemde, gözünün içine bakıyo çay falan ikram ediyorsun içi ısınsın için , da o ayaklar, ayakları donuyo . bide cömertliğine itibar edip yazlıklarla geldiyse dayanamıyorsun yakıveriyorsun kombiyi, o yandıkça için yanıyor o yanıyor sen yanıyorsun.

Gelen arkadaşlık isteklerini ...

Gelen arkadaşlık isteklerini içtenlikle kabul ettikten sonra bi grup hanımefendi kabulünün akabinde şöyle bi mesaj atıyo "hemen de kabul ettin " ...
Aşşalık kompleksine sıştıım.. Olum niye seni bekletiim lan? Kurban etimisin, eski sevgillimden gelen mesajmısın, alacaklımısın, imkb hissesimisin nesin bayan? Resimlerden giderine mi bakayım, siyasi görüşünü öğrenip yo bu olmaz bu şeyci mi diim ? Aksiyonunu sevdiğimin kezbanı seni.

"İstiklal Marşı, Cumhurbaşkanının talimatıyla ...

"İstiklal Marşı, Cumhurbaşkanının talimatıyla yeniden kaydedildi" haberi bünyemde ufak ta olsa bi heyecana neden oldu. Acaba dedim tonunu bi iki ses düşürürlermi? ki düşürmemişler. Bu destan, hep bir ağızdan okuduğumuz bi marş, insan biraz ortalardan gider, bas baritonu var, hiç sesi çıkmayan var, yaşlısı var, kadını çocuğu var. hepimiz tenör değiliz ki arkadaş ! Öğrenim hayatım boyunca her Pazartesi sabahı ve her Cuma çıkışı ya boğazımı yırttım ya da alt oktavdan bass vokal yaptım. İstiklal Marşı coşkusunu melodisiyle bir kez olsun yaşayamadım arkadaş. Zaten askerde "sen şarkıcısın sen geç öne bunlar okuyamıyo" dedi komutan, İstiklal Marşının 4 yerinde bir yırtınmışım o can havliyle Allahıma fi notasını gördüm sesim yarım oktav açıldı, bir hafta meyanlı şarkı okudum kadro askere üst tellerden. Burdan mebuslara sesleniyorum :
Tüm memleket ahalisinin hep bir ağızdan bu marşı coşkuyla okuması için bi el atın. ŞU MISRALARI DETONESİZ OKUMAK İSTEYEN İNSANLAR İÇİN Bİ ADIM ATIN. Bİ İKİ TON DÜŞÜRÜN ŞU MÜBAREK MARŞI

"tüten en son ocak obe"
"diiir o benim milletimindir"
"bu şiddet bu celal sana"
"Haakka tapan milletimin istiklal...."

Ben her gece kabus görmek zorundamıyım ...

Ben her gece kabus görmek zorundamıyım acaba. Bi gün de düzgün bişey koyun da izleyelim arkadaş. Korku filmi gibi bide başrolde hep ben. Bi gün dövüyolar bi gün yüksekten atıyolar, bide tam ben onlara vurmaya başlıycam ya kapı çalar ya telefon çalar bi araba dayak yemiş uyanırım. Kendi bilinçaltımda ezildiğim kadar askerde ezilmedim lan.

Çelik kapının yanından her geçişimde ...

Çelik kapının yanından her geçişimde altlı üstlü karışık bi kilit atıyorum . Standart donanımında 2 kilit, 3 er tur kiltlenme özelliği vardı, sanırım ben zamanla çelik menteşedeki beton sınırını 15-20 cm iteleyip kapıya 3-4 tur daha ekledim. Sabaha kadar evdeki kıçı kırık casper laptopu biri çaldı çalacak diye ödüm kopuyo hep kabuslar bu yüzden. Satsa 250 lira etmez o kapıyı kırma zahmetine değmez ama bak duygusal politik bişey söyliim nerde kullanırsanız kullanın;

"Bazı şeyler ederinden çok can yakabiliyor"

"Karadeniz'in herşeyi vardı bir televizyonu yoktu"...

"Karadeniz'in herşeyi vardı bir televizyonu yoktu"... Şimdi 5-6 tane var biri telefon satay biri kamera biri namazgah biri odun motori ... ama günde 2-3 şarkı kesin banko. Bari reklamların altına fon müziği verin de iki kemençe tulum dinleyelim arkadaş

Az önce yüreğime gömdüğüm ...

Az önce yüreğime gömdüğüm yarım kilo Akçaabat Köftesinin ardından çay içerken bi fotoğraf çekindim, Allah olmayanlara da versin bakışını andıran samimi bi ifadenin arkasında, doymuşluğun dayanılmaz iticiliği ve 4. Beleş bardak çayın yüzümdeki çirkefliği, instagramın efeklerinde süzülmeyen göz alıcı çirkinlik. Bak valla insan açken daha bi güzel, daha masum. yarım saat önce parsel parsel İstanbul'u gezerken " abi açıkmısınız biz Akçaabat köfte arıyoz sizde varmı?" Sorusunu sorduğumdaki o efendilik " hayır kardeş burası Karadeniz Oto Yıkama" cevabından sonraki ümitsizlik şimdi yok. Gereksiz bi özgüven . Ama görürüm seni irfan efendi, 6 saat sonra dolapta suyu çekilmiş beyaz peynirle yaşayacağın ilişkiyi düşün adam ol...

Alarmı kalkış saatinden ...

Alarmı kalkış saatinden yaklaşık 1 saat öncesine kurup, uykumu 5 dakikada bir erteleyerek yavaş yavaş açmaya çalışırken, o beş dakikalık rüyaların güzelliği beni hep şaşırtmıştır. Gece boyu gördüklerimden farklı olarak, içeriği ne olursa olsun mutlusun , cenaze görsen kız tarafısın sktret , bide uzun gibi 5dk dan, ama bişeyin fragmanı gibi çünkü jenerik bitiyo hoop telefon orda giriyo devreye . Ne idüğü belli de değil konu yok saçma bi duygusu var. Nerde benim tütün kolonyam

Sinüzitim aksın için ...

Sinüzitim aksın için denizde burnuma efil efil hangır hangır su çektim, suya yattım, aptes aldım, hatta baş aşşağı durup burnuma su girsin diye ağzımı milim açarak havasını alıp suyun direk sinüslere ulaşması için büyük çaba sarfettim. Ne sinüsler aktı ne çektiğim su. Meğersem bende sinüzit yokumuş, boş olan sinüs kanallarını da deniz suyuyla doldurmuşum, şuan kafam akvaryum gibi, çılgınca ağrıyor...

Su üstünde durmak için çektiğim eziyet ...

Su üstünde durmak için çektiğim eziyet yetmezmiş gibi, sualtı yüzme deneyimlerimde batamamanın derin matemini yaşıyorum (derin derken max 1.50 m ötesi yemiyo) su yüzeyinin az altında 2 el iki ayak 4x4 mücadele veriyorum yine aynı yerdeyim gidemiyorum. Bi geri geri yüzebiliyorum , gittiğim yerden dönmek içinde geri geri dönüyorum. Ben sakat iş yapmam hacı denizde ayağım yere değecek ne yabaym bilmiyrum. dalga da geçerler "ne biçim karadenizlisin yüzme bilmiyon" diye.. arkadaşım denizin çocuğuyuz biz, deniz ürünü değiliz solungaçlarımız da yok ...

Millet "nere tutuncam ...

Millet "nere tutuncam, telefonu cüzdanı kaptırmayayım, aman tamponu fazla ezdirmeyeyim minimal bi sürtünmeyle günü kapatayım" derdindeyken, bi abla var kulaklıklı kapının demirine yaslanmış hayla playlistten şarkı seçip keyif almaya çalışıyo . Ben bi indi bindi uzatamıyorum karıdaki rahata bak. Festivale bileti yok heralde o kalabalıkta rockın coke kafası yaşıyo fakir. Bi de keyif alıyo biz müzikten böyle keyif almıyoruz sahnede. Kendini kandırma bayan, hepimiz eşitiz ve müsait bi yerde inicezz, incez abla bi çekil, kulaklığına tükürimm duymuyo da

Yüzlerce oyro verip ...

Yüzlerce oyro verip avrubalardan frii şoplardan aldığım afrodizyak ve de amondinyak etkili parfümlerde tütün kolonyasının o kışkırtıcı etkisi yok valla yok. Evden çıkarken 3-4 fıs deedorant, 2 fıs parfüm, bazen azcık jole sürüp çıkmak üzereyken nefsim otomatik olarak masanın köşesinde bekleyen turuncu kolanyama sürüklüyor beni. O kadar koku birbiriyle harman olduğu halde şu mübarekteki reyha yok. Hassas cildimde bayram sabahı neşesi uyandırıyor adeta. Bi de plastik kutululardan alıyorum ki kafamın üstünden çeyrek litre fışkırtıyorum ortasından sıkarak. Afrodizyak ve amondinyak etkisi tartışılmaz zaten, keşanlı bi kız için iç gıcıklayıcı olması muhtemel iki kokudan biri tütün kolonyası diğeri de ağbin...

Hayatta maç izlemem ama ...

Hayatta maç izlemem ama maç yorumlarina Haşlağim. Hiç emeğe saygı yok, sanki dünyada bütün işler yolunda, herkes işini kusursuz yapıyo da bi futbolda hata var 46 yıldır konuş konuş bitiremediler, bide hepte aynı sorunlar. Futbolcu da aranıyo ama, arkadaşım adamın ayağına vurmak yasak öğrenin artık bunu! Allah'tan müzikte böyle bi ritüel yok, hacı düşünsene Trabzon A.K.M. de konser veriyon akşam Zigana Tv'de eski müzisyenler konserdeki hataları detoneleri falan tartışıyolar. Hatta konserin geniş özeti falan yerin dibine girerdik ha. Bazı yapımcı arkadaşlar bunu Türk televizyonlarında yeni bi format önerisi olarak almasınlar böyle bişeye hiç gerek yok, çünkü ben sahnede yayılırım biraz, esnerim, konuşurum, tulumcuya faul yaparım konuş konuş bitiremezler beni...

Sırf rüya görmiim diye ...

Sırf rüya görmiim diye uyumuyorum resmen. Aşşa yukarı tahmin edebiliyorum muhabbeti. Yine böyle uzun metrajlı bişeyler. Birileri ölüyo, ben uçuyorum, olay bizim köyde geçiyo, sevdiğim kız gelin olmuş gidiyo, düğün salonu bizim mutfak, annem mutfaktan baarıyo "gelinin amcasından bi yarım döner" , ben o klasik sahneyi yaşıyorum gelinle göz göze gelip "altınlar nerde " diyorum, sonra babam doktor oluyo hipokrat yemini için yeminci mali müşavir amcam geliyo nikahı kıyıyo, tanımadığım bi cenazeyi tek başıma bekliyorum, biri gelip çeyrek takıyo tabuta, sonra efendime söyliim gelinin halaları üst kattan kendini atıyo, piyanist şantör güya benim halamın kaynı fıtık var çalamıyo, cenaze amca oynayamam yerim dar diyo, sonra ben nedense bi yerden bi yere gidiyorum mirkelam gibi koşa koşa... Bi hocaya danışım diycem rüya tabiri için yiyebileceğim dayağı kestiremiyorum. ya sen olsan uyurmusun şimdi.

Sürtünmesiz ortamda aşşa yukarı ...

Sürtünmesiz ortamda aşşa yukarı onüç ilaa ondört saatleri arasında zar zor uyanan adamım, bir susuzluk yangınıyla az önce yerel saat sekiz çeyrek gibi bi uyandım, uyanış o uyanış. Ağız bölgemin içerisinden atmosfere bildiğin ateş fışkırıyo binbeşyüz fahrenaytkrat*. Bi diklesem var ya en aşşa yedi sekiz amper su içerim affetmem. Şu İran'daki Şii lideri gelip gelip duruyo aklıma töbe töbe adama da o kadar laf ettim "ya hocam isteyen su içer diye fetva mı olur?" diye. Halbuki bu günlük inceden bi geçiş yapsam şu mezhebe diyorum. Ne yani her Ramazan-ı Şerif'te Afrikalı kardeşlerimizi andıkta, ya İranlı din kardeşlerimiz ? Yıllarca unuttuk ötekileştirdik onları tabi . Şahsımca bi Şii açılımı olabilir diyor , sayın şeyhimizin emirleri doğrultusunda damacanayı diklemek istiyorum şuan... Yalnız şu anda sağ tarafımdaki melek bir sevap yazıyo sebat ediyorum diye. Yetiştiremiyo, yarım saat önce takır takır daktilo sesleri geliyordu artık pratiğe döktü tek hareketle çözdü işi "ctrl-c / ctrl-v" ...

İrfancım öncelikle doğum günün kutlu olsun ...

İrfancığım öncelikle doğum günün kutlu olsun... On küsür yıldır elindeyim işte oyuncak gibi. Bu kadar eziyete ses çıkarmayayım diyorum ama işim o, ses çıkarıyorum ve yine para etmiyor. Yani ediyor da onu da sen yiyorsun. Parmak vuruyorsun, evirip çevirip boğazımı sıkıyorsun işin bitince de duvara asıyorsun. Halbuki doğada eşit şartlarda büyüdüğümüz ağaçlar keman falan olup omuzlarda yükseliyo, sen beni kucağına oturtuyorsun . Ben ses objesi değilim. Ayıp !!! Hadi onu geçtim konserlerde sayemde havanı atıp, hayranlar geldiğinde beni kutuya kapatıyorsun bensiz fotoğraf çektiriyorsun. Bari hepiniz geçin ben çekeyim sizi. Fazlalık mıyım ulan ben. Ağacın meyveden sonraki en güzel yeriyim, gerçi çiçeği de var meyveden evvel ama olsun. Odun değilim ben kemençeyim....!! Neyse ben sana gerisini özelden yazarım. Seni çok seven kemençen Ardıç Sayta ŞENTEL

Sere serpe pijamasız ...

Sere serpe pijamasız yatağa uzandığım ve familyanıza tüm mahremimi cömertçe paylaştığım şu yaz akşamlarında, dalinlere ve cansıns beybilere layık hassas cildimin herhangi bi yerinden beslenmek yerine, ne kulağımdan öpüp uyandırıyonuz ipneler... Ulan hepside biliyo kulağın ne işe yaradığını her tarafı ısırıyo kulağa gelince baarıyo. Al şimdi orantısız raid sıktım, ben bu satırları yazarken siz çok uzaklarda olacaksınız yavrum.