3 Ekim 2017

Masrafsız bir misafir ...

Masrafsız bir misafir olarak dost ve akrabalarımdan beklentim, bir adet çekecek ve sert bir yastık. Bunun dışında değil umduğumu, bulduğumu da yememeye razıyım. Ya o silikon yastık nedir arkadaş. Ulan zaten yastık dediğin, omuzla baş arasındaki kot farkını kapatmaya yarayan bişey. Silikona bi yatıyosun kafa yine zemine düşüyo. Alçı kalıbı gibi yastığa resmin çıkıyo. Ver ustasına rolyefini çıkartsın. Hayır rahat edemediğim gibi bir de boynum kilitlenmiş uyanıyorum. Valla artık biri evine davet ettiğinde sert yastık artı masraflar diycem. Yalnız çekeceksiz evlerden de çok çektim. Allahtan ayakkabıyı "seneye de giyerim" umuduyla bi numara büyük alan maddi kesimin içindeyim de, ilk yıl parmağımı içeri sokarak giyebiliyorum. Bu hesaba göre 3. yıl araya değil çekecek çorap bile girmiyo. Ona göre hazırlığınızı yapın. Ha sabah kahvaltısında da sosis olsa fena olmaz. Yine gelirim o zaman ...

1 Ekim 2017

Sizleri, tanınmak için ...

Sizleri, tanınmak için yıllarını vermiş pokstarlarımızın, tanınmamak içün şapka ve gözlükle dolaştığı, istikbalin göklere adeta bir zıpkın gibi fırlatıldığı devlet hava meydanlarından en derin sevgi ve muhabbetlerimle selamlıyorum. Uçuş kartında belirtilen kapı numarasına bakmadan gördüğüm ilk arap kafilenin peşine takılıp Trabzon uçuşu içün bekleme salonunda yerimi almış bulunmaktayım. Öncelikle Arap turistlerin Trabzon'a gelmesinden zerre rahatsız değilim. Sonsuza kadar "TURİST" olarak gelebilirler. Trabzon insanı, dünyanın en kozmopolit düşünce yapısına sahip insanlardır. Eğer anlatıldığı gibi tutucu olsalardı kendi sanatçılarını tutarlardı, Arap'lara parsel parsel arsa satmazlardı, ormanlar yakılırken kıyameti koparır, hesleri parçalar, peşkeş çekilen yaylalarda sahillerde nöbet tutarlardı ... Tüm Trabzonlu hemşerilerim faşizmden berîdir. Hicab eder tenzih ederim...