Yaz festivalleri için ...

Yaz festivalleri için yöremize gelen ulusal sanatçılarımız lütfen bizi onure etmek için repertuarınıza Karadeniz türküsü koymayın, lütfen! Sabahtan beri 192 tane yöresel sanatçı çıkıp tillahını yaptı zaten, kemençeye doyduk horondan geberdik. Şehrimize fantezi müziğin prensi gelmiş “ha uşak ha” diyor, bulgar klarnetçi zavallım derrule çalıcam diye ensturmanı parçaladı bizi oynatmaya çalışıyor. Olm biz horon oynamak için arabeskçi çağırmış olabilir miyiz sence? Sadece soruyorum. Bu biraz saçma gelecek ama biz sizi yaptığınız müziği ve şarkılarınızı dinlemek için şehrimize davet ettik. Sen arabesk şarkıcısı adamsın, konseri alınca neden bizi horon ettirmek zorunda hissettin? Biz her hizmete horon etmek için mi para veriyoruz? İyi o zaman her gelen bizi horon ettirsin. Karayolları gelsin asfalt dökmesin horon ettirsin, deplasmana gelen takım maç yapmasın bizi horon ettirsin, hatta vergilerimiz de bize horon olarak geri dönsün. Bunlar başka bişeyden anlamazlar diye mi hesap ediyosunuz anlamıyorum ki. Bize İstanbul’dan Karadeniz getirmeye çalışmayın. Kuruçeşme’de neyseniz o olun. Pop müziğin kraliçesi gelmiş bordo mavi muşambayla sahneye çıkıyor. Şurda 25-30 bin kişi adamız aramızda bu kadar fanatik bi manyak yok bu ne hal kardeşim. Türkiye güzeli sunucu peştemal giymiş ölmek istiyorum. Sahne 2. sınıf Karadeniz dizisi gibi. Kim onure oluyor kim memnun kalıyor da bunu yapıyorsunuz bize anlayamıyorum. Sizi ve sahnenizi beğendik aynından şehrimizde istiyoruz bu kadar basit ya

Kadın erkek ilişkilerinin ...

Kadın erkek ilişkilerinin temelinde her ne kadar biyolojik faktörler ortaya atılsa da, bilim insanının hiç dillendirmediği bir gerçek olarak şunu haykırmak istiyorum ki, biz erkekler kadınlar olmadan giyinemiyoruz. Bu, aşktan ve birtakım behimi arzulardan daha öte temel bir ihtiyaç. Param var, zamanım var, ürün var ama ne kadar özensem incir yaprağından hallice oluyor. O incir yaprağı ki ben alelade kapatırım, kadın desenlisini bulur bi zerafet olur. Ben tillahını giysem sadece kıyafet oluyor. Kadın eli şart abi. Geçen af buyur 5 bin lira harcadım sadece tesettür ihtiyacım karşılandı estetik hiçbir şey yok. Yani eskilerle de çıplak dolaşmıyorduk sebebi neydi ki? Muhtelif giyim mağazalarında aşk acısı çekiyorum anasını satıyım. Tülaaay geri döööön tülaay! Ulan şu zevksizlikle bi fakir giyindirsem eve gidip eskilerini giyer hayrımı iptal eder ya. Hanımlar hani diyosunuz ya hep yakışıklı erkekleri kapmışlar. Yok öyle bişey, kadın eli değmiş erkek o. Topraktan giriyolar adamlara. Sevgilisi olan erkek güzelliği diye bişey var. Bistro cafede gördüğün güneş gözlüklü Berkecan manitadan ayrılınca Sedat abinin oyunlu kahvesinde dilenci gibi oturuyo. Biz de ara sıra batak atmaya gidiyoruz ondan biliyorum. Hatta tam sayı vereyim, yancılarla beraber ortalama 50-60 kişiyiz Atatürk Bulvarı’nın ordayız kurtarın bizi !!!

Dur kaydırma bişey ...

Dur kaydırma bişey anlatıyoruz şurda. Geçenlerde üzerinize afiyet biraz nevazil olmuşum, tedbiren hastaneye bi uğradım. Aman Allah’ım yine mi o koku yine mi aşık olacağım! Sıkmayın polikliniklere artık şu kokuyu ya zehirli işte bu. Hayır gönül eğlendiririm takılırım da demiyosun, ciddi düşünüyosun öyle bi etkisi var. Hastane psikolojisi çok farklı arkadaşlar. Çok arkadaşım evlendi hastaneden, hepsi çok mutlu oldular. Bi kere herkes şeffaf, ilgili polikliniğin önüne dizilmiş, muazzam bir expertiz hizmeti. Dışarda sorsan söylemez. Görücü hamamı halt etmiş. “Hmm ortopedinin önündeki güzel kız ama yürüyeninde sıkıntı var şuan bir ilişki yürütemez. Cildiyede bekleyen yanık yanık bakıyor ama benle alakası yok. Tam karşımda aşşırı güzel bi kız var ama göz polikliniği orası, çok riskli, tedavisi bitince terkedebilir. Off ben en iyisi K.B.B’den bi kıza yazılıym. Merhaba ben dahiliyeden İrfan, nezleyim. Siz ne hastalıkla meşgulsünüz? Hmm faranjit. Bendeniz de hapşuruyorum efendim. Tahliller çıkana kadar birer serum alır mıyız? Bende de kronik faranjit var biliyor musunuz? Ne kadar ortak yönümüz var“ Zaten bu koridorda ortak yönümüz olmayan tek yer diş polikliniği. Onlar asla aşka inanmazlar. Bak ben acilde sedyedeki hastayla da bakıştım ama dişçide bekleyenle asla. Dişi ağrıyan insan tedavisi bitene kadar aşka da cevap veremez hiçbişeye de cevap veremez. Değil evlilik başhekimlik teklif et kabul edemez. Burası kırmızı alan geçiyoruz. Hah sıramda geldi gidiyorum ben, bugün de hastaneden elimiz gönlümüz boş döndük. Yani ayda 3500 lira bağkur ödüyoruz ve doğru düzgün hizmet alamıyoruz ya. Acilden mi giriş yapalım özele mi gidelim birader. Çuvalla para ödüyoruz hala evlendiremediniz beni. Sadece sağlık hizmeti istesem gss öderim. Biz her ay sağlık, aşk ve emeklilik için bu parayı yatırıyoruz. 3 bin günüm var hala bekârım resmen evlilikte yaşa takıldım ya. Sayın yetkililer EYT liler zor durumda. 99 dan öncesi 20 li yaşlarda evlendi ayrımcılık istemiyoruz. Twitterde tag yapacağım, seçim arefesi muhakkak bişey çıkar. Neyse bende çıkıym. Dünyadaki en güzel şey hastane kapısından iyi bir haberle çıkmaktır…

Dayının biri telefoncuya ...

Dayının biri telefoncuya gitmişte telefoncuya demiş ki “telefonum çalışıyosa çocuklarım beni neden aramıyo”. Külliyen yalan. 6 yıldır sektördeyim olası arızalar dışında dayılarla rutinimiz şu ; “benim yeğen akşam telefonu kurcaladı ekrana pis pis şeyler geliyo.” Tabi gelir ulan, arama motoruna borno yazarsan her bok gelir. İllegalin de bi adabı var birader. 150 günlük arama geçmişine bakıyorum maşallah yeğenin hiç gün atlamamış. Hayırlı torun atasını dedesini bilhassa yatsıdan sonra hergün ziyarete gelmiş. Arkadaşlar büyüklerimiz bize hep doğru yolu gösterdiler bizde onlara yanlış yolu göstermeliyiz. Bakın bunları çok pis dolandırırlar. Önüne gelen herşeye basıyorlar bu şekilde olmaz. Ben elimden geldiğince uyarıyorum, escort fotoğrafının altına “hayırlı akşamlar canım harikasın” yazarak kendinizi ele vermeyin. Karının fotoğrafının altında emekli kuyruğuna girmişsiniz yapmayın. Müstehcen içeriklerle iletişim kurmayın. Günahınızı başka skandallarla taçlandırmayın. Bir de geceleri online orospu kovalayıp gündüzleri gençlere ahlak satmayın. Meyhanedekilere küfredip kayalıklarda sabahlamayın …

Dükkan sahibi olunca ...

Dükkan sahibi olunca insanın camlara imla hatalı afiş yapıştırası geliyor. Bulundurmadığım halde “televizyon aterisi geldi” yazmak istiyorum, satmıyorum ama a4 kağıdına dev puntolarla “kontür bulunur” yazayım istiyorum. Keşke pastaneci olaydım Pohaça yazaydım sandöviç yazaydım, sanayici olaydım egzos egzost ekzos donataydım tabelayı. Esnaflığın psikolojisi çok farklı arkadaşlar. Esnaf park eden araçların aynasıdır, görev tanımımızda bu var. Vatandaş geri geri park ederken esnaf gel gel, topla topla hooop demese şurda bi kişi park edemez. Biz bunları vergiden düşüyoruz. Tabi sonra kaç dakika kalacaksınız diye soruyoruz çünkü mal gelecek. Bazen geceleri ateşler içinde uyanıyorum, ya kapının önüne yabancı araç park ettiyse, ya tabelanın önünü keserse, ya kamyonsa Aman Yarabbi ! Zaten bu yatak odasının önüne de duba koyucam ikidir babamın terliklerini görüyorum. Bir karabasan gelse park yeri yok kapatmayın şu dükkanın önünü ya. İki akşamda bir kabus görüyorum. Geçen akşam rüyamda mahallenin namusu başkasından soruluyordu kan ter içinde fırladım yataktan. Ben ruhen ve bedenen esnaf olmuş bir insanım. Genç kardeşlerimizle gücümüz yettiğince bu gelenekleri yaşatmaya çalışıyoruz. Bu yılki esnaf türkçesi kampımızda meslek büyüklerimizden hiç bir şiveye ait olmayan nice imla hataları öğrendik, üst düzey yazım yanlışı dersleri aldık. Tabi şimdi aranızdan biri çıkar “şive değil ağız” der. Arkadaşlar doğrusunu söyleyen esnaf olamaz … 

Tam böyle heralde ...

Tam böyle heralde kalmamıştır artık diye düşünürken internetsiz ev kalmasın diye beni arıyorlar. Sanki ben internetsiz ev hareketi derneği başkanıyım. Yau bence de kalmasın ama kim bu internetsiz ev kardeşim! Gerçi ben bi kaç kişiden şüpheleniyorum ama yine de günahlarını almıym. Hergün 5-6 ayrı numaradan arayıp iz sürüyorlar çember daralıyor valla teslim olun. Kafaya koymuşlar olm engelle engelle bitmiyor. 0850 si bitiyor 0212 başlıyor benim internetim var diyosun kurtulamıyosun. Napıym eve duble wifi mi yaptırıym. Galiba herkesi ayrı ayrı ev olarak görüyolar. Ya biri şunları ayıktırsın 2023 hedefleri tutmadı 5-6 kişi aynı evde yaşıyoruz. Benim bi evim yok beni çıldırtmak mı istiyosun, benim bi evim yok! Bu arayan numaralar kimdir arkadaşlar? Burda çalışanlar bizim gibi normal insanlar mıdır? Sabah 7:30 da kalkıp internetsiz ev kalmasın diye işe mi gidiyolar? Veya mesaiye kaldılar düşün, annesi falan arıyo “yavrum geciktin merak ettim”, şey diyo “anne internetsiz bi kaç ev kalmıştı mesaiye kaldık birazdan çıkıcaz”… Slogan şey gibi değil mi böyle yardım toplar gibi. “Yanlış anlamayın dilenci değiliz internetsiz ev kalmasın diye arıyoruz, internetsiz ev kardeşlerimiz için varsa bir kaç megabayt yardımlarınızı bekliyoruz az çok demeyelim şöyle elden ele teberruda bulunalım ”. Yazının başından beri 7-8 kez internetsiz ev dedim sıkıldınız di mi, hah işte bunu hergün 7-8 kez kulağıma bağırıyorlar. Bir kahraman çıkıp bizi kurtarana kadar da bağıracaklar...