8 Aralık 2019

Bugün babama İstanbul’un ...

Bugün babama İstanbul’un tarihi ve turistik restorasyonlarını gezdirme fırsatı buldum. Gerek Topbaş dönemine ait antik iskeleleri, gerekse 21. yüzyılın motiflerini yansıtan kaplama laylon brandalarıyla bekar odasından hallice toki şantiyesine dönmüş megakentin tüm güzelliklerine şahit olduk. Onlarca işçinin çalıştığı Sultanahmet Camii restorasyonu efsanelere konu olmuş ve hatta bir rivayete göre Sultanahmet restorasyonunun minare iskelesinde güneş batmaktayken, Üsküdar’daki Mihrimah Sultan restorasyonunda da bişeyler oluyomuş ama tam kesin değil. Üstelik Haliç körfezi açıklarında tonlarca restorasyon rezervimiz varmış ama çıkarttırmıyor şerefsizler!! Restorasyon dalgasına heryeri öyle kapatmışlar ki arkadaki eseri unuttuk anasını satıyım. Çarkıfelek programının ilk bölümünden beri tadilatta olan Ayasofya’nın camii mi müze mi olması gerektiği kavgasına bir ara verip, taraflar olarak eserin yerinde olup olmadığını bi kontrol etmeliyiz. Onlar restorasyonla tarihimizi yaşatadursun, biz babamla şehrin dokusunu ölümsüzleştirmek adına bilgilendirme panoları önünde bol bol fotoğraf çekildik. Gerçi fotoğraflar bizim işimize yaramaz ama belki yüklenici firmaya mail atarım süreçten haberdar olsunlar. Adam 20 sene üstüne İstanbul’a geldi, beyaz baretini giymiş mühendis belediye başkanı gibi şantiye şantiye dolaştırdık adamı. Ama Allah razı olsun emeği geçenlerden, sayelerinde tarihimizi 720p restorasyonlu izleyebileceğiz...

7 Ekim 2019

Mahallemizde egzoz sesinden ...

Mahallemizde egzoz sesinden tahrik olan kim varsa onun Allah belasını versin. Gece sabaha kadar bir cümle maganda zart o yana zart bu yana hovardalık peşinde koşuyor. Aslında çok garip... Çöldeki akrepler bile dişisine çiftleşme dansı yapıyor, kediler Mart sesleriyle şakıyor, Ağustos böcekleri masallarda keman çalıyor, bülbüller güllere gazel okuyor, kainatın en şerefli varlığının yaptığına bak. Araba osuruğuylan kız mı tavlanır ulan! Havayla sıkıştırılmış sıvı yakıtın patlamasıyla açığa çıkan zehirli gazların manifolddan süzülerek egzoz borusu üzerinden doğaya salınması bir insanın nasıl içini gıcıklıyor olabilir anlamıyorum. Gerçi öyle temiz anlattım ki, hele o patlama anında pistonların krank mili vasıtasıyla bi aşağı bi yukarı hareketlenmesi... oov beybi bi hareketlenme oldu bende. Ulan beni de yoldan çıkarttınız Allah’ın manifold fetişistleri. Devlet brent ham petrolün variline 58 dolar veriyor, biz litresine 7 lira veriyoruz, kadın dumanına gönlünü veriyor. Bence adaletli bi eşleşme. yakıtın atığına tav olan kadına da adamın atığı yakışır...

18 Eylül 2019

Arkadaşlar siz siz olun ...


Arkadaşlar siz siz olun bozuk para biriktirme hususunda haddi aşanlardan olmayın. Ben bi büyük kumbara doldurdum bütünleyemedim para elimde kaldı. Markete girip “abi burda 50 krş ve 1 tl’den oluşan 850 lira para var alır mısın” dedim adam öyle bir baktı ki sanki piyasaya sahte dolar sürüyoruz anasını satıyım. Bakışlarından iç sesini okudum; “ben bu işleri bıraktım, artık evime helal ekmek götürüyorum karım eve geri döndu, çocuklarımın yüzüne bakarken utanmıyorum.” diyordu. Başka bi bakkala gittim onun bakışlar da tam olarak şöyleydi; “bunları tümletmek istiyorsan Tedavül Kerim'e gideceksin. Balat'ta otoparkı var kirli işlerin adamıdır...“ Ulan aklımdan show ana haberler geçiyor. 850’tl yi piyasaya sokmaya çalışırken yakalanmışım da kolumda asayiş bürodan mavi yelekli iki sivil memur, o meşhur merdivenlerden yüzümü kapatarak iniyorum, spiker “utanmadınız mı” diye soruyor, kolluk kuvvetleri başımı bastırarak ekip otosuna bindiriyor... Paramla rezil olmuşum tükan tükan geziyorum. Dilenci muamelesi görüyorum bide. Kasiyer talebe çocuklara çikilop satarken arkadan yanaşıp bunları tümleyebilir miyiz diyosun, Allah versin ayarı çekiyo. Ulan vermiş işte. Ama sanki bişeyin para üstü gibi vermiş evet kabul ediyorum. Dua ederken bu konuyu hiç düşünmemiştim. Bir sonraki yakarış seansında bu konuyu gündeme getireyim. Getireyim getirmesine de rızık ihsan yöntemlerinden hangisini dileyeyim. Minibüs bozuk ister, otobüs akbil ister, birisi tüm ister, bazısı kredi kartı ister, banka rakam ister, mağaza puan ister... Ben bu maaşımı tam olarak hangisine bağlamalıyım ?

13 Nisan 2019

Sigarayı bırakan arkadaşlar ...

Sigarayı bırakan arkadaşlar lütfen benim sigaramı da bırakın. O da sağlığa zararlı. Paketimden ateşlediğin her dal hem senin hem benim ciğerime işliyor yazık değil mi yao gencecik adamım. Sorsan sigarayı bırakmış... Sen sigarayı bırakmadın ki!!! Sen bakkal rüstemi, büfeci necmiyi bıraktın, paket taşımıyorsun ama bizi tabaka olarak kullanıyosun. İki saatte paketimden 5 dal sigara yakmış “abi ağzımın tadı geldi yemin ederim” diyo. Paran cebinde kalmış onun damağında bıraktığı lezzettir o. Bi de bu sigarayı bırakanlara bi kamu spotu kafası geliyo. Gerçi ciğerin güncellenmesi kaç sene sürüyo onu hala oturtamadılar ama olsun yeter ki bıraksınlar da anlatsınlar dinlerim. Ama bu anlattığım en tehlikelisi. Paket taşımayan sigara tiryakisi. Sigarayı bırakmışta sadece yemeğin üstüne içiyomuş. Biz ekmek arası yapıyoruz çünkü. Sigara pişmanlıktır çocuklar başlamayın. Hem size, hem çevrenize, hemde bana zararlı. İki dal için adamı böyle bloğa yazarlar bulaşmayın...

1 Nisan 2019

1.5 şeker farkla ötekileştirilen ...

1.5 şeker farkla ötekileştirilen bir çay tiryakisi olarak şekersizcilere ve “çayın gerçek tadını şimdi alıyorum”culara artık sabrımın taştığını belirtmek isterim... Bıçak kemiğe dayandı !!! Benim homojen seyreltik çözeltime laf edecek adam yemeğine de tuz koymasın fasulyenin gerçek tadını alsın. Hatta pişirmesin dalından yesin. Kavede böyle bi çay kaşığını geri yollamalar, hüpletirken “asıl lezzeti ben alıyorum” havaları, ikinci yudumda bi uzaklara dalmalar, sanki yeni kitabı Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkmış ta şeffaf oda programında süreci anlatıyor öyle entellektüel konuşmalar. Arkadaşlar! Kan şekeriniz düşünce bunları yapıyosanız bi tane şeker atın içine sizi kınamayız.

7 Mart 2019

Az önce, gece 01:30 ...

Az önce, gece 01:30 gibi Gümüşhacıköy dinlenme tesislerinde mola vermiş İstanbul otobüsünün açılan orta kapısından gelen dinlenme tesisi soğuğuyla ve büzüşen poşet sesleriyle irkilen, molaya ve tesise ihtiyacı olmayan vede yolculuğunun yarım saat daha rotar yapmış olduğunun farkına varıp çaresizce orta kapıdan süzülen herhangi bir sigara tiryakisi gibi derin bir nefesle uyandım. Akşam 7 den sonra çalarken ayak vurmayı ve cümle horonları bırakıp gran vals’lerle, für elise’lerle, ela ela leoselerle uyuttuğum komşularım sağolsun beni her sabah matkap gürültüsüyle uyandırıyorlar. Yazıklar olsun hergün binanın farklı bi dairesinden tadilat sesleriyle uyanıyorum. Ambulans sireni gibi nerden geldiği de belli değil ama her an matkabın ucu odanın bi yerinden çıkacak gibi. Bina yapılalı 35 sene olmuş acaba halen neyi tamamlayamadınız. Proje kapsamında kendi dairenizde kentsel mi dönüşüyosunuz napıyosunuz. Halı silkelemek bile belli bi günde serbestken, binada kıyamet koparmak hafta içi her gün saat 08:00’da başlıyor. Yanlış!! Ters !!! Gelin bu gidişe bir dur diyelim. Tadilat işini belli gün ve saatlerde yapalım, adı da “resmi tadil” olsun...