24 Kasım 2014

Sabahın 7'sinde uyanıp, bu soğukta bu yağmurda ...

Sabahın 7'sinde uyanıp, bu soğukta bu yağmurda taaa Hacı Sayid'e kadar yürüyen benden başka bi manyak var mıdır acaba? Hacı Sayid diyorum usta, kuşbakışı 3.8 km. Ulan Hacı Sayid Arafat'a çıkarken böyle yorulmadı be. Af buyur altı üstü yediğim iki parça bişey. Neymiş canım çok çekmiş. Bak geçen de bahsettim bu malum organdan. Hani acıkınca "ona acıkmadım şuna acıktım" diyen ve hatta "şuna acıktım ama annemin yaptığı olacak" diyen Türk Hava Kurumu'na bağışlanası nalet organ. Sabahın dördünde yatan adamı üç saat sonra ayağa diken tek güç. Ego desen değil, nefis desen hiç değil. Az yakınlardan da bişey istemez ha, nerde uzak, nerde pahalı bişey var resmen aşerir namussuz. Ve hiç bi zaman istediğine ulaştığında hayalindeki o lezzeti vermez. Sadece seni zamanlı zamansız kepaze eder bırakır. Hayır iyi ki harici tahliyeye karışmıyo "onu çıkarmıycam bunu çıkarcam" diye. Sanırım sünnet edilesi ve de göbek bağıyla kesilip atılası bu organ kursak. Bak kursak dedim de aklıma ne geldi. Bi gün şöyle toplanıp bi masa kursak, ızgaraydı falan off of. Bak bu da kursağımda kaldı şimdi. Demek ben sevip alamadığım kadınları da gönlümde değil kursağımda taşıyomuşum görüyomusun. Demek bu yüzden insanın boğazı doluyor sevip alamayınca. Demek ki can bu yüzden boğazdan geliyor canlarımızı orada taşıdığımız için. Lan yine romantik oldu bu yaa. Ne güzel komikli başladıydım, ne güzel gülüyoduk. Bak bu yazı da kursağımda kaldı...