5 Mayıs 2020

Bakın yerli yabancı ...

Bakın yerli yabancı tüm filmlerdeki rehine sahnelerinde tuvalete gitmesi için elini ayağını çözdüğün esir kendini kurtarır, bunu yapmayın artık ya. Kafasına silah dayadığın adam pişik olur diye mi korkuyosun amk bırak işiyosa işesin, sıçıyosa sıçsın. Hayır zaten kaçırıp koyduğun yer ya at ahırı, ya metruk baraka ya da silivrideki kum deposu. Bırak istediği yere pislesin ne hijyen manyağısınız arkadaş. Sanki fidye alışverişinde fiyattan temizlik parası kesecekler. Şunun için binbir zahmetle tuzağına düşürdüğün kurbanı elinden kaçırmana, canını tehlikeye atmaya değer mi ya. Birilerini kaçırıp şantaj yoluyla menfaat sağlamana şaşırmamak lazım, doğal yollardan bu akılla para kazanamazdın zaten. Bi de finalde en büyük düşmanın kafasına silah dayayıp nutuk çekme sahnesi var, ona hiç dayanamıyorum. Sırf şu son konuşma yüzünden bir sürü kötü adam zaman kazanıp hayatını kurtardı ya. Daha ne anlatıyosun sık işte kafasına. Birazdan ölecek adamı neden bilgilendiriyosun ki. Uzattıkça da uzatıyor. Yüreğim ağzıma geliyo, ha arkadan biri geldi ha gelecek, bu hala şeyin derdinde “bak seni boşuna öldürmüyorum ha, için rahat olsun ölmene değecek sebepler var, öyle boşa ölüyorum diye üzülme yani”.  On sezondur ölmeyen kötü adam var ya. Herkes adamın peşinde, herkes adamı öldürmek istiyor ama kimse kötü adamı yakalayınca öldürmüyor, kafasına silahı dayayan başlıyor hikayesini anlatmaya. Adam en son s.kicem derdinizi diyip intihar edecek. Başka türlü bir final beklemiyorum.