23 Şubat 2015

Artık iyi havadisler işitmek ...

Artık iyi havadisler işitmek istediğimiz şu karanlık günlerde, yine aklıma ihbin ihbin ilimsizlik kokan birtakım saçmalıklar zuhur etti... Siyasi platformlardan, yandaş veya muhalif perspektiften en az 4-5 vesait uzaklıkta ikamet eden bu kardeşiniz, sizin de aklınıza takılan bir kaç mesele hakkında istişare maksadıyla, naçiz görüşlerini bildirmek için huzurlarınızda... Tüm bardaklar dolsun... Efendim... Malumunuz Süleyman Şah Türbesi, Suriye sınırları içerisindeki Topraklarımızdan, askerlerimizin ve de kutsal emanetlerin güvenliği tehtid altında olduğundan, Lozan antlaşması gereği sınıra daha yakın bir bölgede konuşlandırılmak üzere, Suriye içerisinde Türkiye sınırına daha yakın bir bölgeye nakledilmek amacıyla Türkiye'ye getirildi. Üstelik bu operasyon, kutsal emanetlerin 3. nakline tekabül etmekteymiş. Hazır diyorum mübareğin naaşı ve diğer emanetler araftayken, gelin bu değerleri ülkemizde yaşatalım. Yav babam yerleri pay etsin vallahi türbeyi ben alayım başım gözüm üstüne. Askeri de ben olayım ama ikide bir mezarın yeri değişir mi yav. Köyde mezar olan yerden icabında yol geçmiyo. Ayrıca ziyadesiyle muhterem bi zat bu kadar eziyete ne lüzum var. Mübareğe memleketimde yer mi yok. Bak şimdi haci abi Suriye'de hakkımız olan kadar toprağı masum insanlardan uzağa taşıyıp, hayalini kurduğumuz nükleer santral ile tescilleyip, hem toprak bütünlüğümüzü koruyalım, hem de nükleer santrallerin gerekliliği konusunda ısrar eden vatandaşlarımıza da istihdam sağlamış olup, hem kutsal değerleri hem de askerlerimizi bu dertten kurtaralım. Öyle enerji üreten(?) bi santral olsun ki, bir avuç toprağımıza göz diken dış mihrakların tek mermisiyle suratlarına patlasın. Bir parça toprağımızdan, yanına yaklaşana kanser yayılsın ki askersiz ve kayıpsız savaşırken, kendi elektriğimizi üretip Türkiye'deki hesleri de kaldırıp atalım. Ardından bu santrali üç beş kuruşa özelleştirip, bize hesleri, nükleerleri reva gören yerli ve yabancı yatırımcıya 49 yıllığına devredip, türbemizle, askerimizle, ağacımız, suyumuz ve kanserden ölmeyen insanımızla Türkiye'mde mutlu mesut yaşayıp psikolojik savaşın menbaını yaşayalım. Hadi o olmadı bari heslerden bi kaçını oraya nakledip, zaten çorak kalmış ortadoğunun suyunu kurutalım. O zaman talibi de kalmaz zaten topraklarımız güvende olur. Nakilse nakil. İlle ceddimizi ve değerlerimizi mi cehennemin ortasına atacağız. Yav hiç olmazsa bi avm bişey yapın oraya. O zaman tel örgü falan çekmeye gerek te kalmaz. Herkes anlar oranın kimin olduğunu. Hatta oraya, ortadoğunun tüm operatörlerinin en güçlü baz istasyonlarını yerleştirip, yaydığı radyasyonla bölgenin en büyük cazibe merkezi haline getirerek, düşük bütçelerle iletişim kisvesi altında hasret çekip telefona sarılan terör gruplarını bi kaç senede telef edelim. Zira ne hes, ne nükleer, ne baz istasyonları kadar acımasız bi militan, daha acı bir kurşun yok. Hani ben bunları söylüyorum belki saçma gelebilir size. Sizin de bazı yazdıklarınız bana öyle geliyo. Anlıyorum hep ben güleyim diye öyle komik yazıyosunuz. Birbirinizle küfürleşmeler, karşıt düşünceye sövmeler falan. Komik gerçekten. Artık yapmayın ikinci kez aynı şeylere gülmüyorum. İdeolojik takılanlarınız olsa da bir çoğunuzda stratejik derinlik sıfır sıfır sıfır