Son birkaç yıldır ...

Son birkaç yıldır bu sivrisineklere bişeyler oldu, gece gündüz demeden habire ısırıyorlar. Öyle karın doyurmak için falan değil ha, yatırımlık kan emiyorlar. Napıyosun bacağımdan emip perdeye mi kusuyosun? Altı saattir emiyor doymuyor, halbuki ayağım da doyurucudur yani. Birini öldürüyorum yenisi geliyor. Numune Hastanesi’nde yatmakta olan bir sivrisinek için acil ARh+ kana mı ihtiyaç var anlamıyorum ki. Önceden öldürdüğüm atalarının kanı yerde kalmadı gerçekten. İntikam alıyorlar. Dün gece hemoglobinim yarım puan düştü ya. Gündüz odanın kapısını kapatıyorum girişler kapalı, bizimki tam uykuya dalarken yine geliyor. Odaya raid ilacı takıyorum  “oh romatizmalarıma iyi geldi başka var mı” diyor. Olm sizin işiniz gücünüz yok mu lan. Bir günden bir güne ekosisteme en ufak bi katkınızı göremedim. Curk curk emmek için yaratılmış bir hayvan. Asalak gerizekalı her yerim şişti tırnak pide gibi dolaşıyorum halen saldırıyorlar ya. Yani gerçekten bi kulağımın arkası kaldı…

Bugün bir yaya ...

Bugün bir yaya, araç sahiplerine karşı en derin saygıyı duymalıdır. Adam muayyen bedeli ödemiş, devrini almış, sigortasını yapmış, bakımlarını yapıp yakıtını koymuş ve yola çıkmış, şu başarı öyküsüne bakar mısınız arkadaşlar. Bunun bir de ticari olanları var, her yıl muayeneye giriyor, extra vergi ve yaptırımlara maruz kalıyor. Peki bir yaya ne yapıyor? Hiç! En azından yılın belli günlerinde, yol boyunca ve otoban kenarlarında, araçların geçişi esnasında yıllık motorlu taşıtlar vergisi nispetinde alkışlar ve sevgi tezahüratları ile şiirler ve methiyeler eşliğinde sürücüler onure edilmelidir. Ticari kamyonet ve minibüsler durdurulup, motor kapaklarına karanfil bırakılmalı, bunca maddi yükün altından kalkmayı başarabilen şoförlere azami saygı gösterilmelidir. Uygun park yeri bulabilen sürücülerin teker izleri dondurulup müzelerde sergilenmeli, park edilen mahallenin muhtarı ve azalarından oluşan bir heyet ile hanesinde ziyaret edilerek bir plaket takdim edilmelidir. Trafik Haftası münasebetiyle hiç olmazsa bir günlük süreyle tüm yayalar sembolik olarak kendilerine yanan kırmızı ışıkta sabırla beklemelidirler. İş bu satırların takdimi, az evvel yanan bir arıza lambasının ruhumda açtığı derin ızdırap ile hasıl olmuştur. Arz olunur… 

Bugün halen evrim ...

Bugün halen evrim sürecini tamamlayamamış bir canlı varsa o da kuşlardır. Beşiktaş iskelesinde ikamet eden bir martının umarsızca sağa sola sıçması asla kabul edilemez. Off! Öğren artık şunu ya kediler köpekler bile öğrendi. Ki martılar şehir kuşlarıdır öyle köyde falan göremezsin. İkram edilince pekmezli simitten aşağısını yemezler, kendi başına kalınca da çöplüğe gider namussuzlar. İstikrarsız puşt hayvan oğlu hayvan. Kaportama her gece grafiti gibi dışkılıyorlar sahipli hayvanım gibi bokunu temizliyorum ya. Gökten bakınca beyaz araba dev bir klozet gibi mi duruyor anlamıyorum ki. Sırf fotojenik diye bu hayvanı elimizle beslediğimize inanamıyorum. Göçe de çıkmıyor kurtulamıyoruz. Bir insan petrole yakıttan çok yıkama için gider mi? Safi zarar servet düşmanı eşşolueşşek. Şuna şiir yazmayın şarkılarda adı geçmesin bunlar romantik hayvanlar değil. Ne eti var ne sütü var. Bunlar boğaz manzarasında mankenlik yaparak ekmeğini kazanan alt kültür hayvanlar. Bunlar laftan anlamaz bunlar hayvanlığın yüz karası hepsi kabız olur inşallah.

Ben bugün Bakırköy’de ...

Ben bugün Bakırköy’de cadde üstünde park yeri buldum arkadaşlar. İnanması güç ama oldu böyle bişey. Olay akşam üzeri saat 18:30 gibi gerçekleşti. İncirli Caddesi’nde seyir halindeyken boş bir park yeri gördüm ve hemen dörtlüleri yakıp paralel parkı tamamladım. Arabamdan inip tekerlerin kaldırıma olan mesafesine bakıp gururlandım ve şaşkınlıkla ellerimi başımın iki yanına koyup bunun bir rüya olduğunu, bu caddede müsait bir park yeri olamayacağını düşündüm. Çünkü yasak değil, esnaf duba koymamış ve boş. İnanılır gibi değil. Her şey yolunda gibiydi ama halen büyük bir sorunumuz vardı. Benim Bakırköy’de işim yok ki. Ben Bahçelievler’den sahile inerken transit geçiyordum. İşim Taksim’deydi ama olsun, iş bekler park yeri beklemez. Park etmezsem yarın torunlarım “dedem 25’lerde cadde üstünde boş park yeri bulmuş ve park etmemiş” diyerek bana küfredebilirler. Yo lütfen mesaj yoluyla ulaşıp park yerinin devri için ücret teklif etmeyin. Çoluk çocuğuma bırakacağım. Taksim’e de sarı minibüsle gideceğim…

Üst katımda yaşayan komşumun …

Üst katımda yaşayan komşumun oraya Afad tarafından özel görevle yerleştirilmiş olduğu kanaatindeyim. Yürürken topuklarını vura vura yaydığı sismik dalgalar sayesinde her an depreme hazır olmamızı sağlayan sevgili komşum, gecenin en münasebetsiz zamanlarında ve sabahın erken saatlerinde sergilediği yapay zelzele performansı ile “depremin saati zamanı olmaz” diyerek her an tetikte olmamızı sağlıyor. Amerikalıların haarp teknolojisini ayaklarının altında taşıyan bu özel personel, bizlere gerçeğini aratmayan bir tatbikat deneyimi yaşatıyor. Kandilli Rasathanesi’nin ölçümlerine göre 3.0 lık depremler yaratabilen topuk reyiz, inanıyorum ki beklenen büyük deprem gerçekleşmeden binayı kafamıza yıkacağa benziyor. Allah hepimizi anlayışsız komşulardan ve büyük depremlerden korusun…